Ana içeriğe atla

Göktürkler Hakkında Kısa Bilgiler




GÖKTÜRKLER HAKKINDA İLK BİLGİLER

Asya'da Büyük Hun İmparatorluğu'ndan sonra Türklerin ikinci büyük imparatorluk olarak kurduğu Göktürk Devleti 'Türk' sözünü ilk defa resmi devlet adı olarak alan Türk devletidir.Göktürkler çok az bir Türk kütlesi dışında Orta Asya'da yaşayan bütün Türkleri birleştirerek devlet çatısı altına almışlardır. Devletin yıkılmasından sonra dört bir tarafa yayılan Türk boyları gittikleri yerleri Türk adını ve Göktürkler'in idari siyasi askeri ve ekonomik geleneklerini taşımışlardır. Göktürk döneminde gelişen Türkçe de sonradan Orta Asya, Türkistan, Maveraünnehir, Kuzey Hindistan, İran, Anadolu, Irak, Suriye ve balkanları etkisi altına almıştır.

Göktürk çağında Orta Asya'da töles, tarduş, Uygur, On-Oklar (karluk ve Türgişler) Kırgız, Oğuz gibi Türk boyları ile kitan, tatabı, dokuz tatar, otuz tatar, gibi türk moğol soyundan Kavimler ve Nihayet Türklerle karışmış bulunan basmıllar yaşıyorlardı. Yaratılış ve Türeyiş efsane ve destanlarına göre Göktürkler Mete hunlarından gelmektedir. destanlarda görülen dişi bir bozkurt'tan (Aşina) türeme ve Bozkurt'un rehberliğinde yeni yurtlara göç etmek şeklinde inanışlar, Asya hunları ve Göktürkler de aynıdır.

Destanlarda belirtilen tarihi olaylar Çin'in kuzeyinde kurulan Kuzey Liang Hun Devleti'nin tabgaçlar tarafından yıkılışına uygun düşmektedir. buradan kaçan 500 kişilik bir Türk zümresi juan-juanlara (avarlar) sığınmış ve sonra Altay Dağları'nın eteklerine yerleşmişlerdir. Güney Hun Devleti'ndeki Hanedan üyeleri ile Mete'nin de içinden çıktığı ' TU-KU' ailesine bağlanan bu zümre Göktürkler'in atalarıdır. 

Göktürkler Türk sahnesine çıktıkları anlarda Altay Dağları'nın Doğu eteklerinde geleneksel sanatları 'demircilik' ile uğraşıyorlar ve juan-juanlara (avarlar) silah üretiyorlardı. juan-juanlara federatif bir şekilde bağlı olan Göktürkler'in bilinen ilk şahsiyeti, devletin kurucusu olan Bumin'in dedesi tuvu idi. Büyük Yabgu unvanını taşıyan Tuvu'nun 'şad' olarak anılmaktaydı.

BİRİNCİ GÖKTÜRK DEVLETİ

 Devletin Kuruluşu ve Gelişmesi

juan- juanlara karşı ayaklanan Töleslerin isyanını bastırmada büyük yararlılıklar gösteren Bumin, kendisini juan-juan hükümdarı ile eşit bir seviyede görüyordu. Bu yüzden hükümdarın kızı ile evlenmek istedi. Bu isteği kabaca reddedilen Bumin, Batı Tabgaç Devleti'nden bir prenses ile evlendi.  Tabgaçların da desteğini alan Bumin Juan-Juanlara saldırarak, ağır bir yenilgiye uğrattı. Juan-Juan hükümdarı intihar etti.

Bu büyük başarı üzerine istiklalini ilan eden Bumin, ''İl- Kağan'' unvanını alarak Birince Göktürk Devleti'ni kurdu. Büyük Hun İmparatorluğu'nun başkenti olan, kutsal Ötüken şehrini devletin merkezi yapan Bumin aynı yıl öldü.

Devletin kuruluşunda Bumin'le birlikte önemli roller üstlenen kardeşi İstemi Yabgu, bu sırada batı kesimlerini idare ediyordu. İstemi batıda fetihlere devam ederken, Ötüken'de tahta çıkan Bumin'in oğlu kolo ve bunun erken ölümü üzerine kağan olan Bumin'in diğer oğlu Mukan zamanında devlet en kudretli çağına ulaştı.

Dirayetli bir hükümdar olan Mukan Kağan, önce juan-juanlara büyük bir darbe vurarak bunların devletine son verdi. Daha sonra doğuda Kitanları ve kuzeyde Kırgızları hakimiyetleri altına aldı.

İstemi'nin batıdaki faaliyetleri sonucunda, Ak Hun ve Maveraünnehir halkı Çin'den yardım isteyince, Mukan Kağan, Çin'i baskı altına alarak, bu yardıma engel oldu.

İstemi yabgu kısa zamanda, Altayların batısını ısık Göl ve Tanrı Dağlarına kadar hakimiyetine aldı. İran'da hakimiyet süren sasani imparatorluğ'nun Şehinşahı Anuşirvan ile anlaşarak Ak-hun Devletini ortadan kaldırdı. Toprakları  Ceyhun Nehri sınır olmak üzere iki devlet arasında paylaşıldı. Maveraünnehir Fergahı'nın bir kısmı, Batı Türkistan'ın güneyi, kaşgar, Hoten vb. gibi Orta Asya kervan yolu üzerindeki önemli yerler Göktürklerin eline geçmiş oldu.

İKİNCİ GÖKTÜRK DEVLETİ


Göktürkler bu 50 yıllık esaret döneminde siyasi istiklallerini, hürriyetlerini kaybetmelerine rağmen, Çin'in bütün çalışmalarına karşı direnerek milli benliklerini ve kimliklerini korudular. Dillerini, inançlarını, geleneklerini kaybetmediler. Zaman zaman isyanlar çıkararak bağımsız olmanın yollarını aradılar.

Aşina ailesinden gelen Kutlug, bu dönem de gizlice Göktürkleri bağımsız yapmak için mücadele ediyordu. Etrafında kısa sürede 5.000'e yakın adam toplayan Kutlug, ünlü Göktürk verizi Tonyukuk'la beraber, önce Kuzey Çin'e bir baskın yaptılar. Yeni katılmalarla çoğalan Kutluk ve kuvvetleri, Gobi çölü ile Orhun Irmağı arasına yerleştiler. 

Kendilerine hedef olarak Türkler için kutsal olan Ötüken bölgesini seçtiler. Baykal Gölü'nün guney batısında bulunan Ötüken, çok önemli bir coğrafi konumda idi. İnekler Gölü kıyısında yapılan muharebe ile Oğuzları yenen Kutlug komutasındaki Göktürkler Ötüken'e hakim oldular. Kutluk ''ilteriş'' unvanı ile kağan oldu. ''İL'' sözü Türkçede eskiden ''devlet'' anlamına geliyordu. ''İlteriş'' unvanı ise ''devleti, derleyip, toplayan''demekti







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kazıklı Voyvoda Kimdir?

Kont Dracula ya da Kazıklı Voyvoda Çocukluk yıllarını sarayda hizmetkar ve dadılarıyla birlikte geçirdikten sonra belli bir yaşa geldiğinde  soyluluk eğitimi almış olup, şövalye yamaklığı yaptığı dönemlerde yüzme, at binme, ok atma, kılıç kullanma gibi temel eğitimlerinin yanı sıra Latince ve Siyaset bilimi üzerine dersler almıştır. 1443 yılında babası II. Vlad Drakul II. Murad'a teminat olarak oğullarını esir vermesiyle Vlad Drakula'nun Osmanlı İmparatorluğu'ndaki macerası başlamış oldu.  Osmanlı'da bir çok konu üzerine dersler ve eğitimler alan Vlad Drakula, Fatih Sultan Mehmet Han'ın onayı ile Eflak Prensliğine tayin edilmiştir. Vlad Drakula burada babasının mirasına sahip çıkmış ve ilerleyen zamanda gittikçe güç kazanmaya başlamıştır. Altı buçuk yıllık Eflak Voyvodağılında izlediği şiddet siyasetiyle hem düşmanlarına hem de halkına korku salmayı başarmıştır. Vlad Drakula o dönemin barbarlığının bile üzerinde olan bir vahşilik,  kana susamışlık ve şeytanlık seviy

Savaş Sistemi

Savaş Sistemi Türklerin çok çeşitli savaş sistemleri vardı. Ata dayanan; süvari birliklerinden oluşan Türk ordusu süratli manevra kabiliyetine sahipti. ''Baskın'' şeklinde yapılan taarruzlar düşman üzerinde şaşkınlık yaratıyordu. Türklerde ''keşif seferleri'' ( yelme) ve '' yıpratma savaşları'' çok yaygındı. Türk savaş sisteminin esasını '' sahte ricat'' (sahte geri çekilme) ve pusu oluşturuyordu. Merkez kuvvetleri düşmanın merkezine taarruz eder, bir süre sonra düzenli bir geri çekilme harekatı yapılırdı. Düşman Türk ordusunun bu çekilmesini ''kaçma'' sanarak taarruza geçerdi. Bu sırada pusuya düşürülen düşman bir çember içine alınarak imha edilirdi. Yanlardaki okçu birlikleri de devamlı olarak düşmanı yıpratırlardı. Bu savaş sistemi Türk-Meydan Muharebesi, Mohaç Meydan Muharebesi ve Sakarya Meydan Muharebesi bu taktikle kazanılmıştır.