Ana içeriğe atla

Bir Bayram Sabahı Şehit Düşüyor


Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın Torunundan Şehit Hikayesi


- Şöyle sorayım; onun o son günlerinde nelerle meşgul olduğuna dair bilgiler var mı?

- Son günlerinde, koyduğu hedefe ulaşma gayreti içinde olduğunu görüyoruz.İnanılmaz bir şekilde hedefe kilitlenmiş. Çocukları, ailesi yurtdışında kalmış, ama onlardan çok ülkesinin, hedeflerinin kaygısı içinde, şehadetinden önce Naciye Sultan'a bir mektup gönderiyor.
''Yakında geleceğim seninle beraber olmak için, İsviçre'ye geçeceğiz. Ama buradan ayrılabilmek için öldüğüm hakkında dedikodu yaydıracağım, aman sen inanma bu habere. Sana gelecekler, baş sağlığı dileyecekler, üzüntülerini belirtecekler, sen de inanmış gibi görün ki ben daha rahat hareket edebileyim, kaçabileyim'' diyor. 

Mektubun aylar sonra Berlin'e Naciye Sultan'a ulaştığını düşünürsek mektubun eve geldiği gün maalesef gerçekten şehit oluyor. Şehadet günü Ramazan Bayramı'nın ikince gününe rastlıyor. Demek ki Ramazan ayı boyunca Tacikistan'da Ruslarla savaş halinde. Pamir Dağları civarında, Çeğen köyü, orada herhalde casuslar vardı. Enver Paşa'nın karargahındaki Ruslara haber gönderiyorlar, bir Rus tugayı, büyük bir birlik, Enver Paşa da kendi askerinin çoğunu bayramlaşıp dağıtmış, bayram ziyareti için evlerine gitsinler diye. İkinci gün oluyor. O zaman anlıyor zaten şehit olacağını, beyaz atına atlayıp, elinde kılıç, mitralyözlere karşı gidiyor. Birkan tane Rus askerini öldürüyor, bir mitralyözü de saf dışı bırakıyor ama diğer bir mitralyöz onu vuruyor. Fakat Ruslar anlamıyorlar bunun Enver Paşa olduğunu, hatta çizmelerini çalıyorlar. Ondan sonra, farkına varıncaya kadar Tacikler kaçırıyor ve çok enteresan bir mezar yapıyorlar bulunamasın diye. Çünkü Ruslar Enver Paşa'yı alıp Moskova'ya götürmek istiyor. Mezara Talipşah adlı bir aile uzun seneler göz kulak oluyor ve orada Enver Paşa'nın bulunduğu bilgisi babadan oğula aktarılıyor. Onların dışında kimse bilmiyor. Mezar aşağıya doğru iniyor, aşağı yukarı bir buçuk iki metre kadar, ondan sonra da kırk santim yana doğru gidiyor. Ruslar da devamlı aşağı giderse bulamasınlar mezarı diye. Enver Paşa'nın cesedini tamamen muhafazalı bir şekilde bulduk. Açıldığında zate iki tane altın dişi vardı Almanya'da yaptırdığı, Enver Paşa'ya ait olduğunu oradan anladık. 

Kaynak: Kitap, Dedem Enver Paşa, Enver Paşa'nın torunu osman mayatepek.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Göktürkler Hakkında Kısa Bilgiler

GÖKTÜRKLER HAKKINDA İLK BİLGİLER Asya'da Büyük Hun İmparatorluğu'ndan sonra Türklerin ikinci büyük imparatorluk olarak kurduğu Göktürk Devleti  'Türk'  sözünü ilk defa resmi devlet adı olarak alan Türk devletidir.Göktürkler çok az bir Türk kütlesi dışında Orta Asya'da yaşayan bütün Türkleri birleştirerek devlet çatısı altına almışlardır. Devletin yıkılmasından sonra dört bir tarafa yayılan Türk boyları gittikleri yerleri Türk adını ve Göktürkler'in idari siyasi askeri ve ekonomik geleneklerini taşımışlardır. Göktürk döneminde gelişen Türkçe de sonradan Orta Asya, Türkistan, Maveraünnehir, Kuzey Hindistan, İran, Anadolu, Irak, Suriye ve balkanları etkisi altına almıştır. Göktürk çağında Orta Asya'da töles, tarduş, Uygur, On-Oklar (karluk ve Türgişler) Kırgız, Oğuz gibi Türk boyları ile kitan, tatabı, dokuz tatar, otuz tatar, gibi türk moğol soyundan Kavimler ve Nihayet Türklerle karışmış bulunan basmıllar yaşıyorlardı. Yaratılış ve Türeyiş efsane ve destanlar

Kazıklı Voyvoda Kimdir?

Kont Dracula ya da Kazıklı Voyvoda Çocukluk yıllarını sarayda hizmetkar ve dadılarıyla birlikte geçirdikten sonra belli bir yaşa geldiğinde  soyluluk eğitimi almış olup, şövalye yamaklığı yaptığı dönemlerde yüzme, at binme, ok atma, kılıç kullanma gibi temel eğitimlerinin yanı sıra Latince ve Siyaset bilimi üzerine dersler almıştır. 1443 yılında babası II. Vlad Drakul II. Murad'a teminat olarak oğullarını esir vermesiyle Vlad Drakula'nun Osmanlı İmparatorluğu'ndaki macerası başlamış oldu.  Osmanlı'da bir çok konu üzerine dersler ve eğitimler alan Vlad Drakula, Fatih Sultan Mehmet Han'ın onayı ile Eflak Prensliğine tayin edilmiştir. Vlad Drakula burada babasının mirasına sahip çıkmış ve ilerleyen zamanda gittikçe güç kazanmaya başlamıştır. Altı buçuk yıllık Eflak Voyvodağılında izlediği şiddet siyasetiyle hem düşmanlarına hem de halkına korku salmayı başarmıştır. Vlad Drakula o dönemin barbarlığının bile üzerinde olan bir vahşilik,  kana susamışlık ve şeytanlık seviy

Savaş Sistemi

Savaş Sistemi Türklerin çok çeşitli savaş sistemleri vardı. Ata dayanan; süvari birliklerinden oluşan Türk ordusu süratli manevra kabiliyetine sahipti. ''Baskın'' şeklinde yapılan taarruzlar düşman üzerinde şaşkınlık yaratıyordu. Türklerde ''keşif seferleri'' ( yelme) ve '' yıpratma savaşları'' çok yaygındı. Türk savaş sisteminin esasını '' sahte ricat'' (sahte geri çekilme) ve pusu oluşturuyordu. Merkez kuvvetleri düşmanın merkezine taarruz eder, bir süre sonra düzenli bir geri çekilme harekatı yapılırdı. Düşman Türk ordusunun bu çekilmesini ''kaçma'' sanarak taarruza geçerdi. Bu sırada pusuya düşürülen düşman bir çember içine alınarak imha edilirdi. Yanlardaki okçu birlikleri de devamlı olarak düşmanı yıpratırlardı. Bu savaş sistemi Türk-Meydan Muharebesi, Mohaç Meydan Muharebesi ve Sakarya Meydan Muharebesi bu taktikle kazanılmıştır.