Ana içeriğe atla

Osmanlının Meşhur Silahşoru Yakup Cemil Kimdir?




Osmanlının Silahşoru Yakup Cemil 

İstanbullu Çerkez bir aileye mensup olan Yakup Cemil, 1903’te Harp Okulundan mezun olduktan sonra Manastır’a tayin edildi ve yıllarını Rumeli dağlarında eşkıya kovalayarak geçirdi. Daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyetine katıldı. 

İttihat ve Terakki saflarına katıldıktan sonra Rumeli’de hem Sultan II. Abdülhamit iktidarına hem de bölgedeki çetelere karşı mücadele eden Yakup Cemil gaddar bir askerdi. Sinirlendiği vakit gösterdiği sert tepkiler herkesin korkulu rüyası haline gelmiştir. Örneğin:
Bab-ı Ali baskını öncesi Yakup Cemil, Rumeli'de Dağlarda Enver Paşa'nın hemen arkasında olup Trablusgarp'a hiç tereddüt etmeden gitmiş, Enver Paşa'nın yanında bulunmuştur.
Bab-ı Ali baskını'nda Harbiye Nazırının Enver Paşa'ya hakaret etmesi üzerine gözünü kırpmadan öldürmüştür. 

Yakup cemil, Enver Paşa'yı devirip yerine Mustafa Kemal'i getirecek iddiası:

Yakup Cemil’in ‘Münferit Sulh’ hareketi üstüne bu iddialar Enver Paşa’nın eski dostlarına tamamen cephe almasına neden oldu. Kimilerine göre ortada gerçekten bir darbe teşebbüsü vardı. Hatta Yakup Cemil, Enver Paşa’yı Harbiye Nazırlığından indirip yerine Mustafa Kemal Paşa’yı getirecekti. Filhakika, Yakup Cemil bu kadar derin bir siyasi kavrayışa sahip değildi. Kaldı ki Mustafa Kemal siyasetin eşkıyalıkla tertiplenmesine karşı olacak kadar akıllı bir adamdı.Gerçek veya değil darbe teşebbüsleri Yakup Cemil’in tutuklanmasına sebep oldu.Kendisini tutuklamaya geldiklerinde emrin bizzat Enver Paşa tarafından verildiğini öğrenen Yakup Cemil hiç direnmeden teslim olmuştu. Yapılan göstermelik bir yargılama sonrası hakkında idam kararı verildi. ( © The Independentturkish )



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Göktürkler Hakkında Kısa Bilgiler

GÖKTÜRKLER HAKKINDA İLK BİLGİLER Asya'da Büyük Hun İmparatorluğu'ndan sonra Türklerin ikinci büyük imparatorluk olarak kurduğu Göktürk Devleti  'Türk'  sözünü ilk defa resmi devlet adı olarak alan Türk devletidir.Göktürkler çok az bir Türk kütlesi dışında Orta Asya'da yaşayan bütün Türkleri birleştirerek devlet çatısı altına almışlardır. Devletin yıkılmasından sonra dört bir tarafa yayılan Türk boyları gittikleri yerleri Türk adını ve Göktürkler'in idari siyasi askeri ve ekonomik geleneklerini taşımışlardır. Göktürk döneminde gelişen Türkçe de sonradan Orta Asya, Türkistan, Maveraünnehir, Kuzey Hindistan, İran, Anadolu, Irak, Suriye ve balkanları etkisi altına almıştır. Göktürk çağında Orta Asya'da töles, tarduş, Uygur, On-Oklar (karluk ve Türgişler) Kırgız, Oğuz gibi Türk boyları ile kitan, tatabı, dokuz tatar, otuz tatar, gibi türk moğol soyundan Kavimler ve Nihayet Türklerle karışmış bulunan basmıllar yaşıyorlardı. Yaratılış ve Türeyiş efsane ve destanlar

Kazıklı Voyvoda Kimdir?

Kont Dracula ya da Kazıklı Voyvoda Çocukluk yıllarını sarayda hizmetkar ve dadılarıyla birlikte geçirdikten sonra belli bir yaşa geldiğinde  soyluluk eğitimi almış olup, şövalye yamaklığı yaptığı dönemlerde yüzme, at binme, ok atma, kılıç kullanma gibi temel eğitimlerinin yanı sıra Latince ve Siyaset bilimi üzerine dersler almıştır. 1443 yılında babası II. Vlad Drakul II. Murad'a teminat olarak oğullarını esir vermesiyle Vlad Drakula'nun Osmanlı İmparatorluğu'ndaki macerası başlamış oldu.  Osmanlı'da bir çok konu üzerine dersler ve eğitimler alan Vlad Drakula, Fatih Sultan Mehmet Han'ın onayı ile Eflak Prensliğine tayin edilmiştir. Vlad Drakula burada babasının mirasına sahip çıkmış ve ilerleyen zamanda gittikçe güç kazanmaya başlamıştır. Altı buçuk yıllık Eflak Voyvodağılında izlediği şiddet siyasetiyle hem düşmanlarına hem de halkına korku salmayı başarmıştır. Vlad Drakula o dönemin barbarlığının bile üzerinde olan bir vahşilik,  kana susamışlık ve şeytanlık seviy

Savaş Sistemi

Savaş Sistemi Türklerin çok çeşitli savaş sistemleri vardı. Ata dayanan; süvari birliklerinden oluşan Türk ordusu süratli manevra kabiliyetine sahipti. ''Baskın'' şeklinde yapılan taarruzlar düşman üzerinde şaşkınlık yaratıyordu. Türklerde ''keşif seferleri'' ( yelme) ve '' yıpratma savaşları'' çok yaygındı. Türk savaş sisteminin esasını '' sahte ricat'' (sahte geri çekilme) ve pusu oluşturuyordu. Merkez kuvvetleri düşmanın merkezine taarruz eder, bir süre sonra düzenli bir geri çekilme harekatı yapılırdı. Düşman Türk ordusunun bu çekilmesini ''kaçma'' sanarak taarruza geçerdi. Bu sırada pusuya düşürülen düşman bir çember içine alınarak imha edilirdi. Yanlardaki okçu birlikleri de devamlı olarak düşmanı yıpratırlardı. Bu savaş sistemi Türk-Meydan Muharebesi, Mohaç Meydan Muharebesi ve Sakarya Meydan Muharebesi bu taktikle kazanılmıştır.